26 Nisan 2013 Cuma

ahşap tepsi boyadım

Yeni hobim ahşap boyama, son 1yıldır ufak ufak nasıl bir işmiş , neler yapılıyormuş teknikler nelermiş araştırıp öğreniyordum.

Aslında (sanki çok vaktim varmış gibi ) bir craft hause - atölye eşliğinde çalışma yapmak istedim ama Uraz'ı nereye bırakacağım sonra yanımda götürsem boya kokusu çocuğun başını döndürecek diye evdeki kullanılıp eskimiş ahşap objeleri yenileyerek kendim bir şeyler yapmaya giriştim. Bir masa  iki de raf yaptım ayıptır söylemesi

Son dönemde ise tepsi işi sardı beni, çeşit çeşit tepsiler boyamaya başladım...Arkadaşlarıma eşe dosta hediye diye yapıyorum , kendime engel olamıyorum boyalar , fırçalar sprey vernik bir raf dolusu malzemelrim oldu bile . Yaptıkça ortaya yeni birşeyler çıktıkça hediye ettiğim kişinin onu kullandığını düşündükçe çok keyif alıyorum
.Artık zaman ayırabilir miyim hiç fikrim yok zira çalışma hayatına dönüyorum :)) 

İşte tepsilerim


Denizi seven ama işleri nedeniyle nadiren denizle buluşan turizmci kardeşime ve kuzenime ayrı ayrı ama aynı temada çalışma, denizi ayağınıza getirdim...


İlk emeğim , kendime 



 Ziraat mühendisi arkadaşıma bitkili, yeşillli bir tepsi , iyi günlerde kullansın.


İzmir'den Bandırmaya yol boyu sarı çiçekler dizilir Nisan'da

8 ay sonra nihayet İzmir yolu gorundu ... Çok iyi geldi doğrusu , 23 Nisan haftası olması nedeniyle Uraz babasıyla Fuar-Kültürpark şenliklerine katıldı Pepee'yle buluştu .Ben arkadaşlarımla görüştüm.Acelesiz salına salına dolaştık İzmir caddelerinde.Özlemişim, çoook özlemişim.

Fuar'a gelipde Kaskatlı Havuzun önünde fotograf çekilmemiş çocuk Fuar'a gelmiş sayılmaz.


Akşam güneşi bizi kıynaştırdı kaynaştırdı 



İzmir ve Teyze sanırım şımarmak için daha iyi bir neden olamaz.

İzmir'de kutlama 



 Bandırma'da kutlama



Bu işten en karlı çıkan Uraz Paşa oldu , öyle çok özlenmiş ki kimsenin gözü bizi gormedi, kollar hep Uraz'a doğru açıldı.Üstüne bir de Bandırma'ya dede ,babaanne ve amcaya gidilince kaymaklı baklava etkisi yaptı. İki ayrı şehirde doğum günü kutlamaları sonucu mum görünce üfleme refleksi geliştirdi Paşa .Ankara kutlamalarına ön hazırlık oldu bir anlamda.

Dedesine "aydede" diye seslenmeyi tercih edip hatta vazgeçmeyip ısrarla devam ettirip bizi gülücüklere boğarken , " acele yok " demeyi öğrendi parkta .Laf  ağzımdan çıkarken Uraz parkta kaydıraktan kaymak için merdivenlerden yukarı tırmanıyordu , "acele yoookkk Uraz,yavaş yavaş" dedim.Kaydırağa kaymak için oturupta bir türlü kaymayan ,arkasında sıralar oluşturan Uraz'a "hadi oğlum herkes sırada bekliyor" dedim ve cevabımı aldım "aeleee dooooggg" (acele yook) :)) sıpa mısın sen ?



22 Nisan 2013 Pazartesi

22 Nisan çok neşeleniyor insan

Bazen anılar unutulurken bıraktığı izler silinmez hafızalardan. .. 

Yaradanın bir lütfu bana 22 Nisan tarihi. Her karanlığın bir aydınlığı vardır ya hep benim aydınlığım 22 Nisandır.Bizim planladığımız da oldu olayları bu tarihde kendiliğinden geliştiğide ,en güzeli de oğlumuzun doğmak için bu günü seçmesi oldu. Daha 29 gün vardı doğmasına ,hiç beklenmiyordu ama o kendi doğum gününü anne&babası için çok özel bir tarih olan 22 Nİsan'ı seçerek selamladı dünyayı. Bazen anılar unutulurken bıraktığı izler silinmez hafızalardan .Söylenen sözler uçar gider ama görüntüler kalır yadigar. 

Hastahanenin kayıt bölümünde kaydını yaptırmak için uğraşan hamile bir kadın vardı 2sene önce,2saat sonra anne olacak annesinden uzakta doğuma hazırlanan gurbette bir kadın.hastahaneye karısının alnına bir öpücük kondurup bırakmak zorunda kalmış ve eve gidip doğum çantasını almaya yollanan bir adam vardı 2sene önce ,2saat sonra baba olacak kendi babasından uzakta,gurbette bir adam. Bu adam ve bu kadın doğumhanede buluştular bebeklerini karşılamak için ,apar topar gelişen sürece ayak uydurmaya çalışmaları ,şaşkınlıkları yüzlerine vurmuş dikkatle bekliyorlardı. Kötü bir sürpriz olmaması içindi tedirginlikleri. Birbirlerini rahatlatmaya çalışmalarının özel bir nedeni vardı "kaybetme korkusu"... Bir varmış bir yokmuş gibi ...yok olmaması içindi hep var olsun diyeydi bu tedirginliğin nedeni. İlk ses ,ilk görüntü ....insanın kalbi kulaklarında atar mı ? Yavaş yavaş sesler sustu uğultuya dönüştü görüntüler flulaştı tek bir şey netti "Uraz" ... 

Anne&baba yapmıştı bizi bir kaç dakika içinde, kalbimizin orta yerinde güneş açtırmıştı ,kağıda dökülemeyecek duygular yaşatmıştı...evet her şey yolundaydı ve tarih 22 Nisandı doğmak için ne güzel bir zamandı, ne özel bir zamandı .Gerçekleşmesi beklenen doğum tarihinden tam 29 gün önceydi büyümek için daha  çok çaba harcanacaktı ama doğmak için ne güzel bir zamandı.

Sen büyü e'mi çocuk, güle güle büyü... Anneyle&babayla güle güle büyü...

15 Nisan 2013 Pazartesi

Uraz'a (!) balık çorbası

Çocuğu olan herhes bilir bazen çocuğa yemek yedirmek delilik sınırlarını zorlatır insana.Bir gün çok sevdiği bir şeyi ertesi gün yemeyi reddedebiliyor.Biz Urazla bunu yumurtada çok yaşıyoruz durum böyle olunca hayal gücü ve türlü oyunlar devreye giriyor baktım olmadı mı , hiç telaş yok hemen öğle yemeğine sebze çorbası ve yemediği ne varsa içine malzeme olarak atıyorum (tadını bozmayacak, uyumlu makul bir çorba olmalı mutlaka, yemek yemekte bir keyiftir ve bu keyfi çocuğun elinden almamalı..)

Balık çorbası da böyle oldu , birgün önce yemediği balığı kılcıklarından ayıklayıp enfes bir çorbaya çevirdim.Hatta okadar lezzeli oldu ki tarif defterime ekledim.Sanıyorum ki bizim mutfağın parmak yedirten bir çorbası olacak tez zamanda.

Hem küçüklere hem büyüklere balık çorbası...

hobi dukkani / Ankara - 2013 nisan



Malzemeler:
-ayıklanmış levrek iki avuç dolusu kadar
- 1 su bardağı kırmızı mercimek
-yarım su bardağı ince kıyılmış dereotu
-1 adet küçük küpler halinde havuç
- 1 litre su
-Tuz +karabiber
-3yemek kaşığı zeytinyağ
-yarım limon

tarif: su + mercimek + havuç haşlanır .havuçlar yumuşayınca önce blenderdan geçirilir karışımımız sonra  içine balık+ dereotu+ tuz +karabiber +zeytinyağ eklenir ve haşlamaya devam edilir.Kıvamı yoğunlaşıp malzemeler birbiriyle özleştiğinde çorbamız hazırdır.
limonla servis edilir.

not: balıkları bütün bütün yemek istemeyenler blenderdan geçirme işlemini bütün malzemer pişince de yapabilirler , her ikisini de denedim gazyet keyifle yeniyor.

14 Nisan 2013 Pazar

Bir İzmirlinin gözünden Ankara gezintileri-2

"Gezegen Aile" haftasonu durmaksızın aralıksız şehiriçi gezintilerine devam etti...
sıcaklıklar arttı özlediğimiz açık hava faaliyetlerini yapmaya başladık.İlki açık hava yürüyüşleri oldu cumartesi Kuğulupark ve Tunalı gezinmeleriyle kışın donukluğunu üzerimizden attık , kan dolaşımımızı hızlandırdık.
Pazar günü  " 2013 ilkbahar-yaz mangal " sezonunu açtık.

Mogan - Gölbaşı "bizim ev" e ait bu fotolar,Uraz'ı parktan koparabildiğim zamanlarda çektim .Park rekorumuzu bugun 4 saatle yeniledik  sanırım..Biz butun arkadaşlar keyif aldık mekandan ve manzaradan.
Çocuklar için park , futbol ve basketbol sahası var ,mangalı mekandan hazır vaziyette temin edebiliyorsunuz. İlla mangal yapmak zorunda değilsiniz menuden de seçim yapılabilinir.

Benim bahsetmek istediğim aslında yeme içmeden ziyade manzarası ve özellikle çocuklara birkaç  alternatif sunuyor olması , ufak bir hayvanat bahçesinin olması , kanoyla göl turu yapılabilirliliği...Çoluk çocuk herkese hitab eden bir yer kısacası.








10 Nisan 2013 Çarşamba

gezegen ailenin Kızılay çıkarması

Ankara'ya iyice alışıyorum sanırım .Benimsemeye başladım ,kıyaslamaları bıraktım...Keyifle geziyorum

Geçtiğimiz h.sonu Kızılay'a gittik , Ankara'ya geldiğimizden beri 2-3 kez gitmişizdir o da Zafer çarşı ve hasta ziyaretidir.Yine bir bahaneyle düştük yollara. Eşim ud öğrenip çalmak istiyordu ben de hobi dükkanına bakmak istiyordum Uraz'da "açık hava yürüşlerinden faydalansın" dedik .İyi ki demişiz eve geldiğimizde hepimiz çok mutluyduk .Fotograf makinemi de almıştım yanıma (ne yapsam çıkamıyorum turistlik hissinden)güzel fotograflar çektim , o fotografları aktaramadım daha laptopa , şimdilik acelem var güzel  telaşelerim...

Hızlıca cumartesi gününün nasıl son bulduğunun fotograflarını paylasıp kaçayım .

Uraz önceden kule yapmaya çalıştığımızda yıkardı , daha keyif alırdı hatta yıkma işinden.Bu aralar kule yapmaya başladık , kompozisyon bile yaratıyoruz.Bu eserimiz köprünün altından geçen yük kamyonu (kamyonuniçinde top varmış bu arada) ve çatıya konan kuş uçak.

bu da benden henüz bitmedi , kenarı taşan yeşil kısımlar temizlenecek ve vernik atılacak.Cunartesi günkü gezimizden ham halde aldım ve boyadım.

Veeee bize güzel cumartesiyi yaşatan billur sesli udumuz...


5 Nisan 2013 Cuma

Sevgilim "İRMİK"

 Burnu tıkanan çocuk uyumuyor ,uyutmuyor... 3 saatlik uykuyla hazırlıyorum bu postu.Enerji seviyem sıfırın altında böyle günler nasıl oluyor bilmiyorum kendimi mutfakta tatlı yaparken buluyorum. Uraz koltuk üstünde koşturadursun ben mutfağa sızdım bile .Kararlıyım tatlı yapcam.Hızlı olmalı , lezzetli olmalı , enerji vermeli ...

Böyle zamanlarda sevgilim irmik selamlar beni , dar günümü tatlandırır.Türlü çeşit tarife eşlik eder.İrmik öyle güzel bir nimet ki nazarımda bir çok tatlıyı kıvamlaştırıp güzelleştirirken başlı başına enfes bir lezzet aynı zamanda. Evet kilo yaptığı gerçekliği sorgulanmaz zira arada ufak kaçamaklar kimsenin gözüne batmamalı.Çatalın ucuyla böyle accık azcık, maksat nefs körelsin, enerjim artsın.

Daha önce burada irmikle hazırlanan iki tarif vermiştim .Şimdi farklı bir tatlı yapmak istedim , hatta risk de alıp hiç denemediğim bir tatlı ,dar gün tatlandırıcısı  "sütlü irmik helvası".

Eğer benim elim o kadar da hızlı değilse 15 dakikada oldu . Uraz kokuya gelip "anne mama veee" diye döndü ocağın etrafında.Uraz'ın enerji seviyesini yakalamak için ona sadece iki adet veriyorum şimdilik.

 
hobi dükkanı / nisan 2013
Balık yemeklerinden sonra  tahin helvasına alternatif olarakta yenebilir .Dondurmayla öneririm...

Benim tarifim ;

Malzemeler

- 1 su bardağı irmik
-4 yemek kaşığı tereyağ
- 2 su bardağı süt
- 1 su bardağı şeker

tereyağ ve irmik kısık ateşde kavrulur , diğer yandan süt ve sekerde şeker eriyene kadar kısık ateşte karıştırılır sütün kaynamasına gerek yok. Amaç ; irmiği kavururken şekeri atarsak şeker yanabilir ,kansorajen etki malum o nedenle sütün içinde eritiliyor.Rengi kavruklaşan irmiklere yavaş yavaş süt ilave edilir.İrmikler bir kaç dk.a içinde sütü çekecek tatlı hazır.iki adet yemek kaşığıyla helvalara şekil verilir bu kadaaaarrr....






3 Nisan 2013 Çarşamba

ve şimdi haberler

Çok fazla giremez oldum bu aralar bloguma. Aklım hep buralarda ama.Yazacak o kadar da çok konu var ki bir oturabilsem blogumun başına ...

**** Bir hediyeleşme etkinliğine katıldım ben de , tutamadım kendimi. pemberujlublog 'la eşleşerek başladım hediye aramaya.Uraz'ın azı dişi'nin çıkması arayışlarımı sekteye uğratsa da her dışarı çıkmamda hep aklımın bir köşesinde devam etti arayışlarım . Hediye işlerinde zaten zorlanan ben hiç tanımadığım birine alacağım hediye konusunda epey gel-gitler yaşadım.

Şuraya fotograf eklesem ne iyi olurdu  ama benim kaşif oğlum telefonumdaki bütün fotoları tek hamleyle silmeyi keşfettiği için ne gonderdiğim hediyeyi ne bana gelen hediye paketini ve her biri ayrı düşünülmüş güzel hediyelerimin fotograflarını yükleyemiyorum...Hediyelerim için pemberujlublog 'a tekrar teşekkür ederim.

****Ankaralı Annelerle Mart'ın son cumartesi günü tekrar goruştuk , ne kadar büyüyoruz boyle toplam 30 kişi olduk umarım daha da büyürüz , umarım birlikte güzel , eğlenceli işler de yapabiliriz.Bahar burda  çok güzel yazmış okumak isteyenlerin dikkatine.

**** Uraz büyüdükçe daha etkin zaman geçirir olduk evde. birlikte kek yaptık örneğin. Tezgaha bir sandalye yanaştırdık , blenderi kaptı elimden göğsüne vura vura "ben ben" dedi.Başladık birlikte keki çırpmaya .Sıkılır bırakır sandım ama hiç yılmadan eşlik etti sonuna kadar.Belki bu nedenle hiç kek yemeyen Uraz koca koca dilimleri götürdü . (maşallahhhhhhh ). Salona yaydığı oyuncakları götürmesini istedim bir tarafım inanmayarak geldi aldı odasına götürdü.Odasında girişe ,ayaklatına koymuş ama hiiiiiç önemli değil başka zaman yerlerine de yerleştirecek eminim.Sanırım bu yüzden blogumu ve benim için değerli diğer işlerimi ötelemem.Uraz'la iyi vakit geçiriyor olmama , doyamamam.Bu yüzden bir çırpıda akşam olması. O büyüsün biz babasıyla onu öylece izleyelim.Gösterdiği her gelişimde gözgöze gelelim ve ona çaktırmadan gururlanalım.

****  Son olarak mezeler ilgimi çeker oldu son dönemde.Ayrı bir başlıkta anlatmak daha yaralı olacak sanırım .Balık ve mezelerle ilgili bir kitap edinmenin de ufaktan zamanı geliyor .


                    Bir de başka başka seslerden özenle seçilmiş şarkılardan oluşan TSM. albümü....